Seyyit kutub tefsir olarak yazdığı kitabında Ehl-i sünnet akidesinden saparak tüm İslam alimlerine muhalefet ….
Seyyit kutub tefsir olarak yazdığı kitabında Ehl-i sünnet akidesinden saparak tüm İslam alimlerine muhalefet ederek çok vahim hatalara düşmüştür. Fakat bunların bir kısmı türkçeye çevirilmiş olan kitaplarda bulunmaz. Bu hatalarından biri şudur:
El-Hadid suresinin 4. ayetinde anlam olarak zahiren “Nerede olursanız olun O sizinledir” diye geçen kısmı açıklarken seyyit kutup şöyle (söz konusu olan kitabında 6 cilt, s. 3481 arapça olan kitap itibariyle) demektedir: “Muhakkak ki Allâh’ın bu sözü kinaye (üstü kapalı) ve mecâz mânada değil, gerçekten öyledir. Allâh subhânehû herkezle beraberdir, her şeyle berâberdir ve her yerdedir.”
Böylece Allâh Teâlâ’yı kainatta yayılmış olarak kabul ediyor ki böyle bir inanış küfürdür. Onun Allâh Teâlâ için söylediği: “O her yerdedir” sözüne gelince, seleften hiçbir kimse böyle birşey söylemiş değildir. Bu sözü ilk olarak söyleyen, Emevilerin son zamanlarında zındıklığı yüzünden öldürülen ve allame Kemaluddin el-Beyadî’nin “İşaratu’l-Meram” isimli kitabında belirttiği gibi İmam Ebu Hanife tarafından kafir olarak nitelendirilen Cehm Bin Safvan söylemiş ve İsmail hakkı Bursevinin “Ruhu’l-beyan” tefsirinde belirttiği gibi Cehm’in bu sözle ne demek istediğini anlamayan Cahil tasavvufçular da bu hususta ona uymuşlardır.
Yani kısacası “Allâh heryerdedir” sözünü uyduran ilk insan Ehl-i Sünnette sapmış cehmiyye fırkasının bizzat kurucusu olan Cehm bin Safvan’dır.
Ayrıca hanefi alimlerinin ileriye gelmişlerinden olan Ebu Bekir el-Cessas “Şerhu Bed’ul-âmâlî” (Akait hakkında yazılmış Bed’ul Âmâli manzumesinin şerhinde) kitabında, tüm alimlerin ittifakıyla küfür olan meseleleri açıklarken şöyle demiştir: “Allâh’ın her yerde bulunduğunu söyleyen kimse küfre girer.”
Biz birinin küfre girdiğini belirtiyorsak bunu İslâm alimlerinin açıklamış oldukları KÜFÜR KURALLARINA göre yaparız. Vehhabilerin, yusuf karadavinin ve seyyit kutubun ve benzerlerinin yaptıkları gibi sebebsiz yere birileri hakkında küfre girdi demeyiz.
Yukarıdaki ayetin manasına gelince imam Süfyan es-Sevri, imam Şafiî, imam Malik, İmam Ahmed ve daha başka alimler olmak üzere bütün İslam uleması bahiskonusu olan o ayetin manasının, Allâh Teâlâ’nın bütün mahlukâtı ilmiyle kuşattığı olduğuna ittifak etmişlerdir.
Seyyit kutubun yaptığı açıklama ile İslam alimlerinin yaptığı tefsir arasında bariz olan bir fark vardır. Dolayısıyla seyyit kutubun “Fi zilali’l Kuran” diye adlandırdığı sözde tefsir kitabını okumaktan kaçınılmalı ve başkalarını buna karşı uyarmalıdır.
Din ilmi (Ehl-i Sünnet doğrultusunda öğretilen katışıksız Din ilmi) kurtuluş merdivenidir. Onu ihmal eden yolunu şaşırmış bir kimsedir. Cahil, çölde rehbersiz kalmış bir kimse ve yırtıcı hayvanların bulunduğu karanlık yolda yürüyen bir kimse gibidir. Cahiller ilim sahibi olanlara düşmandırlar. Din ilminin bulunmadığı beldede hayır yoktur. İçlerinde Din ilminin bulunduğu insanlarda ilim bulundukça hayır üzere kalırlar. Din ilmi, ilimlerin en şereflisidir. (Büyük alimlere ait sözler)