Muhaddis, fakîh ve şâfiî olan imam Ebu Mansûr el-Bağdâdî[1] “Tefsiru’l Esmâi ve’s-Sifât” isimli kitabında[2] şöyle demiştir: “Dostlarımız O’nun (Allâh’ın) bir mekanda veya her mekanda olduğunu söylemenin imkansızlığına dair icma da etmişlerdir (sözbirliği içinde olmuşlardır). Ayrıca O’nun hiç bir yönden (her hangi bir şeye) temas etmesini ve karşı karşıya gelmesini mümkün olarak kabul etmemişlerdir. Ancak bu hususta ifadeleri (aynı manaya gelecek şekilde) farklılık arzetmiştir. Dolayısıyla Ebu’l Hasen el-Eşâri şöyle demiştir: ‘Muhakkak ki Allâh Azze ve Celle için bir mekanda olduğu söylenemez, kainattan ayrık olduğu da söylenemez, kainatın içinde olduğu da söylenemez. Çünkü Allâh’ın kainatın içinde olduğunu söylememiz (söyleyecek olursak bu söz), O’nun sınırlı (ölçülü) ve mütenâhi (başlayan ve sona eren bir ölçüsü) olmasını gerektirir. Allâh’ın kainattan ayrık olduğunu ve onun dışında olduğunu söylememiz de O’nunla kainat arasında bir mesafenin bulunmasını gerektirir, ki mesafe mekandır. Allâh’ın her hangi bir mekana hiç bir yönden temas etmediğini belirtmişizdir.’” Burada sözü sona ermiştir.

Bu değerli bilgilerin paylaşımı, el yazma eserlerine vakıf olan allame, muhakkik üstad el-Hararî’nin , ibni teymiyenin dalaletlerini delilleriyle ortya koyduğu “Makâlatu’s-Sunniyyeti fi keşfi dalâlâti Ahmed ibni teymiye” isimli kitabından yararlanılarak hazırlanmıştır.

Hanefilerin büyük bir âlimi ve lügatçilerin sonuncusu olan İmam hadis hafızı Murteza ez-Zebidi, “İhyâ-i ulumeddin” kitabını şerh ettiği “İthaf es-Sâdeti’l Muttekîn” adlı kitabında şöyle demiştir: “Allâh Teâlâ, bir halden başka bir hale değişmekten veyahut bir yerden bir yere geçmekten münezzehtir. Bu âlemin içinde veya dışında bulunmaktan da münezzehtir. Bir şeyle yapışık veya bir şeyden ayrık olmaktan da münezzehtir.”

Yine büyük Hanefi âlimlerinden olan İmam Allame Muhaddis Ebu’l Mehâsin el-Kavukci “El-İtimad Fi’l İtikad” adlı kitabında şöyle demiştir: “Allâh, yönlerden ve cisim olmaktan münezzehtir. O’nun hakkında, (haşa)”Sağı, solu, arkası, önü vardır, Arş’ın üstünde, altında, sağında, solunda bulunmaktadır, Âlemin içinde veya dışındadır.” demek caiz değildir. (Haşa) “O’nun yerini O’ndan başka kimse bilemez” de denilemez. Ve her kim “Bilmiyorum Allâh gökte midir, yerde midir?” der ise küfre düşer. Çünkü bu iki yerden birini, Allâh’a mekân olarak nispet etmiş olur.”


[1] İbni Hacer, imam Ebu Masur el-Bağdâdîyi:”Dostlarımızın -yani şafiîlerin- imamı olan büyük imam” diye nitelendirmiştir ve bu imam, Beyhakinin de bizzat hocalarından birisidir

[2] Tefsiru’l Esmâi ve’s-Sifât, el yazması, s. 151, Türkiye-Ankara Raşid Efendi no: 497

Bu bilgileri arapça olarak okumak isteyenler için:

قال الإمام أبو منصور المحدث الفقيه الشافعي البغدادي الذي وصفه ابن حجر بأنه الإمام الكبير إمام أصحابنا أي الشافعية وهو من جملة مشايخ البيهقي:[1]وأجمع أصحابنا على إحالة القول بأنه في مكان أو في كل مكان، ولم يجيزوا عليه مماسة ولا ملاقاة بوجه من الوجوه، ولكن اختلفت عبارتهم في ذالك فقال أبو الحسن الأشعري: إن الله عز وجل لايجوز أن يقال إنه في مكان ولا يقال إنه مباين للعالم ولا إنه في جوف العالم لأن قولنا إنه في العالم يقتضي أن يكون محدودا متناهيا، وقولنا إنه مباين له وخارج عنه يقتضي أن يكون بينه وبين العالم مسافة والمسافة مكان، وقد أطلقنا القول بأنه غير مماس لمكان” ا.هـ

[1] تفسير الأسماء والصفات (ص/151) مخطوط
راشد أفندي 497 تركيا /أنقرة

 

 

< Previous Post

Takvaya (Allah’tan hakkiyla korkmaya) yaklastiran yardimci durumlar

Next Post >

Mevlid-i Serif (Serefli Kutlu Dogum)

Darulfatwa

40 Hector Street,
Chester Hill NSW 2162

P: +612 9793 3330
F: +612 9793 3103
info@darulfatwa.org.au

Darulfatwa World Map